From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3: weld /wˈɛld/ 1. kızdırıp kaynak yapmak, kaynatmak 2. kaynamak 3. sıkıca birleştirmek 4. kaynak almak, kaynayabilmek 5. kaynak yeri 6. kaynak yaparak birleştirme. weld'able kaynakla eklenebilir, kaynağa gelir, kaynar. weld'er kaynakçı.
weld /wˈɛld/ 1. kızdırıp kaynak yapmak, kaynatmak 2. kaynamak 3. sıkıca birleştirmek 4. kaynak almak, kaynayabilmek 5. kaynak yeri 6. kaynak yaparak birleştirme. weld'able kaynakla eklenebilir, kaynağa gelir, kaynar. weld'er kaynakçı.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3: weld /wˈɛld/ 1. küçük muhabbetçiçeği, (bot.) Reseda luteola 2. kuçük muhabbet çiçeğinden çıkarılan sarı boya.
weld /wˈɛld/ 1. küçük muhabbetçiçeği, (bot.) Reseda luteola 2. kuçük muhabbet çiçeğinden çıkarılan sarı boya.