From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
warm /wˈɔːm/ 1. ılık, hafif sıcak 2. ısıtan, sıcak tutan 3. hararetli 4. canlı 5. gayretli, şevkli 6. heyecanlı, çabuk heyecanlanan 7. sıcakkanlı 8. sıkıcı 9. (güz. san.) sıcak (renk) 10. yeni, taze 11. saklanan şeye veya gerçeğe yaklaşmış durumda olan. warm front (meteor.) sıcak hava kitlesi. a warm climate ılıman iklim. a warm welcome hararetli kabul, sıcak bir karşılama. make it warm for someone anasından emdiğini burnundan getirmek. warm'ly samimiyetle, hararetle 12. şevkle. warm'ness sıcaklık, ılıklık.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
warm /wˈɔːm/ 1. ısıtmak, kızdırmak 2. ısınmak, kızmak 3. teşvik etmek, teşvik olunmak .warm to "veya" toward şevkle sarılmak. warm up ısınmak 4. yarışmadan önce hafif idman yapmak 5. motoru ısıtmak için çalıştırmak 6. konser veya temsilden önce son bir hazırlık yapmak. warming pan yatağı ısıtmaya mahsus saplı ve kapaklı madeni kap.