From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
take /tˈeɪk/ 1. (took, taken) almak 2. götürmek 3. kapmak 4. yakalamak, gasp etmek 5. tuzağa düşürmek 6. kazanmak 7. seçmek 8. satın almak 9. kiralamak 10. olmak 11. abone olmak 12. çıkarmak 13. uğramak 14. karşılamak 15. farz etmek, saymak 16. anlamak, kavramak 17. yapmak 18. faydalanmak 19. ile gitmek 20. duymak, hissetmek 21. tutmak 22. da yanmak 23. (argo) aldatmak, kandırmak 24. kenetlenmek 25. sin çevirmek. take aback şaşırtmak. take a beating dayak yemek 26. bozguna uğramak. take about gezdirmek. take a bow tebrikleri kabul etmek. take a breath nefes almak, dinlenmek. take account of hesaba almak veya katmak .take a chair oturmak. take a course ders almak 27. (den.) belirli bir yönde gitmek. take a dare meydan okumaya aldırış etmemek 28. meydan okuyana karşı koymak. take advantage of faydalanmak, istifade etmek 29. istismar etmek. take affront alınmak, darılmak .take after benzemek: yolunu tutmak, izinde yürümek. take aim nişan almak. take a joke şakadan anlamak, şakaya gelmek. take alarm korkmak. take along beraber götürmek. take amiss yanlış anlamak 30. darılmak. take an examination sınava girmek. take apart ayırmak, koparmak 31. soruşturmak. take a picture resim çekmek. take a powder (argo) toz olmak, tüymek. take arms silâha sarılmak. take a shot nişan almak 32. resim çekmek .take at one' word sözüne inanmak. take away alıp götürmek. take back geri almak .take care dikkat etmek, ihtiyatlı davranmak. take care of bakmak 33. rüşvet alarak halletmek 34. (argo) öldürmek. take caution against bir şeye karşı tedbir almak. take charge idaresini üzerine almak. take counsel danışmak 35. ölçünmek. take cover sığınmak. take dictation dikte almak. take down indirmek 36. sökmek, parçalara ayırmak 37. kibrini kırmak, alçaltmak 38. yazmak, kaydetmek, dikte almak. take effect yürürlüğe girmek, muteber olmak 39. tesir etmek. take fire tutuşmak, ateş almak, alevlenmek .take for diye almak, sanmak, zannetmek. take French leave izinsiz savuşmak. take from almak 40. çıkarmak. take from the table ertelenmiş bir tasarıyı yeniden ele almak. take heart yüreklenmek, cesaret almak, kuvvet almak .take heed kulak asmak, dinlemek, önem vermek. take hold tutmak, ele geçirmek, işi yürütmek. take in almak, içeriye almak 41. daraltmak 42. yelken sarmak 43. kapsamak 44. (k. dili) aldatmak, yutturmak 45. (A.B.D.), (k. dili) gezmek, görmek. take in hand avuncunun içine almak, idaresini ele almak. take into account hesaba katmak. take into one' head tutturmak. take in tow yedeğe almak 46. yol göstermek. take in vain küfür etmek. take issue with aksi tarafı tutmak. take it anlamak 47. katlanmak, dayanmak. take it easy işin kolayına bakmak, aldırmamak. Take it easy ! Sakin ol ! take it hard çok etkilenmek. take it on the chin yenilmek 48. dayanmak. Take it or leave it ister al, ister alma. take it out in para yerine kabul etmek (mal) take it out on (A.B.D.), (k. dili) öfkesini birisinden çıkarmak, çatmak, hırsını çıkarmak. take kindly to hoşlanmak, hoşuna gitmek. take leave ayrılmak, gitmek. take lying down katlanmak, hazmetmek. take measures tedbir almak. Take my word for it Bana inanınız Sizi temin ederim. take notice of dikkat etmek, farkına varmak, ehemmiyet vermek. take oath yemin etmek, ant içmek. take occasion fırsattan faydalanmak. take off çıkarmak: kopya etmek 49. indirmek 50. ölümüne sebep olmak 51. (k. dili) taklit etmek 52. (uçak) havalanmak 53. (k. dili) kalkmak. take office göreve başlamak. take on ele almak 54. üstüne almak 55. vazife vermek, işe almak 56. (k. dili) sızlanmak. take one' fancy hoşuna gitmek. take one' life in one' hands kellesini koltuğuna almak. take out çıkarmak 57. çıkartmak 58. eşlik etmek. take over teslim almak 59. idareyi elinde tutmak. take pains with çok uğraşmak, didinmek. take part katılmak, iştirak etmek. take place vaki olmak, vuku bulmak .take potluck Allah ne verdiyse beraber yemek. take possession kullanmak, sahip çıkmak. take pride gurur duymak. take root kökleşmek, tutmak. take shape şekil almak, teşekkül etmek. take sick hastalanmak. take sides taraf tutmak. take steps tedbir almak. take stock depo mevcudunu saymak, malın mevcudunu hesap etmek 60. hesaplamak. take the chair başkan olmak .take the field bir sahaya atılmak 61. savaşa başlamak. take the stage dikkati üzerine çekmek. take the veil rahibe olmak. take the wind out of one' sails (k. dili) öfkesini yatıştırmak, yelkenleri suya indirmek. take time vakit almak, vakit istemek. take to çare olarak kullanmak 62. alışmak 63. hoşlanmak. take to heart etkilenmek. take to one' heels tabanları kaldırmak, kaçmak. take to task azarlamak, paylamak . take up yukarı çekmek, kaldırmak 64. üzerine almak, karışmak 65. poliçeyi ödemek 66. almak 67. (kıs.)altmak 68. başlamak 69. ele almak 70. kabul etmek .take up arms silâha sarılmak. take up the gauntlet meydan okumasını kabul etmek .take up with (k. dili) arkadaşlık kur- (mak.) take walks dolaşmak, gezmek, yürüyüşe çıkmak .take water su almak (gemi) Take your time Acele etmeyin. be taken with çok hoşuna gitmek. He has been taken from us Onu ölüm bizden ayırdı. I have taken your time Vaktinizi aldım Sizi meşgul ettim.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
take /tˈeɪk/ 1. alma, alış 2. tutma, tutuş 3. sin çekim 4. bir seferlik av miktarı 5. (A.B.D.), (k. dili) hasılat 6. (çalınan) parti 7. (İng.) kiralanmış arazi 8. (ası) tutma 9. kavrama.