From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
swim /swˈɪm/ 1. (swam, swum, -ming) yüzmek 2. batmamak, su yüzünde durmak 3. (gen.) "in" ile taşmak, dolmak 4. boğulmak, içine batmak 5. yüzdürmek 6. yüzerek geçmek 7. yüzme 8. yüzme hareketi. swim against the stream olaylara karşı koymak. swim bladder balıkta hava kesesi. in the swim aşina, haberdar. swim'mer yüzücü, yüzgeç.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
swim /swˈɪm/ 1. (swam, swum, -ming) baş dönmesi, baygınlık 2. başı dönmek, sersemlemek, bayılmak. My head is swimming Başım dönüyor.