From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
sum /sˈʌm/ 1. (-med, -ming) toplam, yekun, mecmu, tutar, meblâğ 2. problem 3. en fazla miktar 4. doruk 5. özet, hülasa, öz 6. toplamak, yekun çıkarmak. sum up özetlemek, hülasa etmek 7. hüküm vermek. a good round sum büyük bir meblâğ. a lump sum toptan para. a sum of money bir miktar para. good at sums iyi hesap bilir, hesabı kuvvetli. in sum uzun sözün kısası, kısacası, velhasıl. the sum and substance of it hulâsa edersek, kısacası.