From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3: slough /slˈaʊ/ 1. düşürülen yara kabuğu 2. canlı dokudan ayrılan veya atılan ölü doku 3. yılanın değişip atılan derisi, yılan gömleği 4. atılmak (ölü doku), çıkarılıp atılmak 5. kabuk olarak dökülmek 6. deri değişmek (yılan) slough off, slough away dökmek (kabuk), soymak (deri) 7. bertaraf etmek, savmak. sloughy kabuklu, kabuk dolu.
slough /slˈaʊ/ 1. düşürülen yara kabuğu 2. canlı dokudan ayrılan veya atılan ölü doku 3. yılanın değişip atılan derisi, yılan gömleği 4. atılmak (ölü doku), çıkarılıp atılmak 5. kabuk olarak dökülmek 6. deri değişmek (yılan) slough off, slough away dökmek (kabuk), soymak (deri) 7. bertaraf etmek, savmak. sloughy kabuklu, kabuk dolu.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3: slough /slˈaʊ/ 1. içinde su biriken durgun bataklık, gölcük 2. ahlâk bozukluğu. sloughy çamurlu, bataklı.
slough /slˈaʊ/ 1. içinde su biriken durgun bataklık, gölcük 2. ahlâk bozukluğu. sloughy çamurlu, bataklı.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3: slough /slˈaʊ/ 1. derin çamurlu yer. slough of despond çaresizlik, karamsarlık.
slough /slˈaʊ/ 1. derin çamurlu yer. slough of despond çaresizlik, karamsarlık.