From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
size /sˈaɪz/ 1. büyüklük, hacim, cesamet 2. beden (elbise), numara (ayakkabı) 3. (k.dili) hal, durum 4. istenilen ebatta kesip biçmek 5. büyüklüklerine göre ayırmak 6. büyüklüğünü tahmin etmek. size up ABD. kdili. karşısındakini tartmak, hakkında hüküm vermek, fikir yürütmek. a size too big bir numara büyük. just my size tam benim ölçüme göre, tam benim bedenim, istediğim büyüklükte.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
size /sˈaɪz/ 1. ahar 2. haşıl 3. aharlamak (kâğıt) 4. haşıllamak (kumaş) 5. (badanadan önce) tutkallamak. sized çirişli (kumaş) sizeable (bak.) sizable.