From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
proof /pɹˈuːf/ 1. (sonek) geçirmez.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
proof /pɹˈuːf/ 1. ispat, delil, kanıt, tanıt 2. imtihan, tecrübe, deneme 3. (matb.) prova 4. ayar 5. alkol derecesi 6. (mat.) sağlama 7. dirençli, kuvvetli, dayanıklı 8. geçirmez 9. miyar olarak kullanılan 10. belirli ayarda olan. artist' proof basma resmin ilk provası. proof positive kati delil. proof sheet matbaa provası. burden of proof (huk.) tartışılan şeyi ispat etme zorunluğu. He was proof against bribery. Rüşvete boyun eğmedi.