From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
post /pˈəʊst/
1. kazık, destek
2. yapıştırmak (ilân)
3. afişlerle ilan etmek
4. kusurlarını açığa vurmak
5. adını listeye koymak
6. (den.) (geminin) geciktiğini veya battığını ilan etmek.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
post /pˈəʊst/
1. memuriyet, mahal, bir memurun tayin edildiği yer, hizmet
2. ordugah, kışla, askeri menzil
3. kol, karakol, devriye
4. polis noktası
5. yabancıların kurdukları alış veriş yeri
6. (A.B.D.) savaşa katılmış kimselerin kurdukları dernek
7. koymak, yerleştirmek
8. vazifelendirmek.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
post /pˈəʊst/
1. (İng.) posta
2. ing posta servisi, posta kutusu, postane
3. atlı postacı, posta tatarı
4. atlı postacının at değiştirdiği yer, menzil
5. (İng.) postaya vermek, posta ile göndermek
6. bilgi vermek, bildirmek
7. hesapları yevmiye defterinden ana deftere nakletmek
8. posta atlarıyle seyahat etmek
9. süratle yolculuk etmek, acele gitmek
10. posta atlarıyle
11. süratle, çabuk olarak. post card kartpostal, posta kartı. post chaise posta arabası. post exchange (A.B.D.) ordu kooperatifi, Orko. post office postane, abbr PTT. post road posta yolu. a heavy post mektupla dolu posta. morning post sabah postası. by return post ilk posta ile, acele.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
post- /pˈəʊst/
1. (önek), (Lat.) sonra.