From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
light /lˈaɪt/ 1. (-ed veya -lit) konmak 2. üzerine düşmek 3. inmek (at veya arabadan) light into azarlamak. light on rastgelmek, rastlamak. light out aceleyle yola çıkmak, yola düzülmek.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
light /lˈaɪt/ 1. hafif 2. eksik 3. ehemmiyetsiz, önemsiz 4. ince 5. yüksüz, yükü hafif 6. az, ufak 7. hazmı kolay 8. iyi mayalanmış 9. gailesiz, endişesiz 10. çevik, ayağına tez 11. hafifmeşrep 12. kararsız 13. başı dönmüş, sersemlemiş 14. hafifçe, kolayca. light coin ayarı eksik sikke. light comedian hafif komedi oynayan artist. light horseman (ask.) hafif süvari. light infantry hafif piyade. light in the head başı dönmüş 15. budala, ahmak 16. deli. light literature eğlendirici, kolay okunur hafif kitaplar. light meal hafif yemek, kolay hazmedilir yemek. light opera opera komik, operet. light sleeper uykusu hafif kimse. make light of önem vermemek. lightness hafiflik.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
light /lˈaɪt/ 1. ışık, aydınlık, ziya, nur 2. ışık veren şey 3. idrak veya akıl nuru 4. dünyaya ışık saçan kimse 5. pencere veya tepe camı gibi ışık veren şey 6. anlama 7. (güz. san.) bir resmin aydınlık kısmı 8. kibrit gibi yanınca ışık veren şey 9. gün ışığı, gündüz. light buoy (den.) fener dubası, fener şamandırası. light dues fener resmi. light meter ışıkölçer, fotometre. bring to light meydana çıkarmak. in a good light uygun olan şartlar altında (bir şeyi görmek ), iyimser olarak. in the light of the facts olayların gelişmesine göre. northern lights kışın kutup bölge- lerinde türlü renkte görülen ışıklar. see the light nihayet anlamak. see the light of day doğmak, dünyaya gelmek 10. gerçekleşmek, meydana gelmek. shed veya throw light on aydınlatmak, açıklamak. strike a light kibrit çakmak. zodiacal light batıda güneş battıktan sonra ve doğuda gü- neş doğmadan görülen üçgen şeklinde ışık.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
light /lˈaɪt/ 1. (-ed veya -lit) yakmak tutuşturmak 2. aydınlatmak, ışık vermek 3. neşelendirmek, canlandırmak, parlatmak 4. yanmak, tutuşmak, alev almak 5. parıldamak, ışık salmak. light up (argo.) sigara veya pipo yakmak.