From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
lay /lˈeɪ/ 1. duruş, yatış, mevki 2. kazanç üstünden hisse 3. (argo.) yol, meslek 4. bir halatın bükümü veya büküm tarzı. lay days (den.) yükleme ve boşaltma süresi. lay of the land etrafın hal ve şekli 5. durum, vaziyet.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
lay /lˈeɪ/ 1. şiir, şarkı gazel 2. nağme, ezgi.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
lay /lˈeɪ/ 1. (laid) yatırmak, sermek 2. yatıştırmak 3. teskin etmek 4. koymak 5. vaz'etmek 6. yumurtlamak 7. üstüne koymak, koymak (vergi), yüklemek: isnat etmek, hamletmek 8. yerine koymak, dizmek 9. yaymak 10. belirli bir vaziyete koymak 11. önüne koymak, takdim etmek 12. kurmak (sofra) 13. (den.) (herhangi bir yöne) gitmek. lay about one sağına soluna vurmak, saldırmak. lay aside bir yana koymak 14. terketmek, vaz geçmek 15. biriktirmek. lay at one, door hamletmek, isnat etmek. lay away bir yana koymak 16. ayırmak, saklamak. lay bare açmak, açıkça ortaya koymak. lay by yığmak, bir tarafa koymak, biriktirmek. lay down ilerisi için saklamak 17. feda etmek 18. feragat etmek 19. emretmek 20. bahis tutmak, bahse girmek. lay down one' arms silâhlarını bırakmak, teslim olmak. lay for plan tertip etmek, tuzak kurmak, gizlice yolunu beklemek, pusu kurmak. lay great store on çok kıymet vermek. lay hands on tutmak, yakalamak 21. hücum edip zor kullanmak. lay hold of ele geçirmek 22. yakasına yapışmak. lay in çokça tedarik etmek, ambara yığmak, biriktirmek. lay into (argo.) dövmek, dayak atmak 23. azarlamak. lay it on mübalâğalı hareket etmek, kompliman yapmak, veriştirmek. lay low yatağa düşürmek 24. ABD, (argo.) gizlenmek. lay off işten çıkarmak 25. (den.) kıyıdan veya başka gemiden uzaklaşmak 26. açılmak 27. (argo.) alay etmekten vazgeçmek. lay on üzerine atılmak, yüklenmek, saldırmak 28. üstüne sürmek 29. kaplamak. lay on the table teşhir etmek, reye koymamak. lay oneself out birçok tedariklerde bulunmak. lay open açmak, izah etmek 30. kesip içini açmak. lay out sermek 31. teşhir etmek, sergilemek 32. ölüyü gömülmeye hazırlamak 33. sarfetmek, harcamak 34. planını tertip etmek 35. plana göre tanzim etmek 36. tasarlamak, niyet etmek. lay over sonraya bırakmak 37. kaplamak. lay siege to kuşatmak, muhasara etmek. lay to atfetmek yüklemek 38. (den.) gemiyi faça edip durdurmak. lay to rest gömmek 39. örtbas etmek. lay up biriktirmek, toplamak, saklamak. lay waste tahrip etmek, yakıp yıkmak.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
lay /lˈeɪ/ 1. belirli meslekten olmayan, işin ehli olmayan 2. layik 3. papazdan başka bütün halktan olan veya halka ait. lay reader (kil.) papaz olmayıp ayinlerde bazı parçaları okuma yetkisi olan adam.