From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
dry /dɹˈaɪ/ 1. kuru, yağmursuz, kurak, susuz 2. susamış 3. kurumuş, suyu çekilmiş 4. süt vermez, sütü kesilmiş 5. sert, keskin 6. yavan, tatsız 7. sek (içki) 8. pirinç ve makarna gibi kuru (yiyecek) 9. sıkıcı 10. (A.B.D.), (k.dili.) içki yasağı uygulanan dryasdust sıkıcı. dry cell kuru pil.dry cleaning kuru temizleme.dry cough kuru öksürük.dry dock gemilerin bakım ve onarımlarının yapıldığı suyu boşaltılabilen havuz. dryeyed ağlamayan, göz yaşı dökmeyen. dry farming kuru tarım usulü. dry goods manifatura, mensucat. dry humor ince ve düşündürücü bir mizah tarzı. dry ice donmuş karbondioksit. dry kiln kereste kurutucu fırın. dry land kurak bölge. dry measure kuru şeylere mahsus hacim ölçü birimleri. dry nurse dadı .dry point asitsiz kullanılan hakkâk kalemi. dry rot kerestenin içindeki toz gibi çürüklük 11. meyvadaki çürük veya bu çürüğü meydana getiren mantarımsı şeyler 12. (mec.) ahlâki çöküntü. dry run deneme koşusu. dryshod ayaklar ıslanmadan. dry town (A.B.D.) (k.dili.) içki yasağı uygulanan şehir. dry wall harçsız taş duvar. dry wit ince nükte, farkında değilmiş gibi söylenen nükteli söz. The cow is dry. ineğin sütü kesilmiş. a dry speech yavan söz, tatsız konuşma. dry years verimsiz yıllar.dryly kuru bir şekilde 13. inceden inceye alay ederek. dryness kuru oluş 14. duygu veya hayal gücü eksikliği.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
dry /dɹˈaɪ/ 1. (ied) kurutmak 2. sütünü kesmek 3. kurumak 4. suyu veya sütü kesilmek. dry up bütün bütün kurumak veya kurutmak: (A.B.D)(argo)susmak, çenesini tutmak.