From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
dress /dɹˈɛs/ 1. giydirmek 2. düzenlemek, tanzim etmek, süslemek 3. (ask.) bir hizaya getirmek, sıraya sokmak 4. tedavi etmek (yara) 5. taramak, şekil vermek (saç) 6. sepilemek (deri) 7. temizlemek (kuş, balık) 8. işlemek, ekip biçmek (toprak) 9. giyinmek 10. hizaya girmek, sıralanmak. dress a ship gemiyi bayraklarla donatmak. dress down (k.dili) azarlamak. dress out. çok süslü giydirmek. dress up giyinip süslenmek.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
dress /dɹˈɛs/ 1. kadın elbisesi, giysi, fistan giyinme, giyim, kılık kıyafet 2. itinalı kıyafet. dress circle opera veya tiyatroda protokol kısmı. dress goods kadın giyimine özgü kumaş. dressmaker kadın terzisi. dressmaking terzilik. dress parade geçit töreni. dress rehearsal (tiyatro) kostümle prova. dress shield subra. dress uniform (ask.) merasim üniforması, büyük üniforma. evening dress gece elbisesi. full dress (frak) morning dress kadın ev elbisesi 3. redingot.