From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
cut /kˈʌt/ 1. kesilmiş, kesik, biçilmiş 2. tenzilâtlı 3. doğranmış, kıyılmış 4. yontulmuş 5. sulandırılmış: hadım edilmiş. cut and dried evvelden hazırlanmış, hazır 6. sıkıcı, tatsız. cut glass billur, kristal. cut-price tenzilatlı, indirimli (fiyat) cut-rate indirilmiş (fiyat)
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
cut /kˈʌt/ 1. kesme, kesiş 2. biçki 3. biçim, şekil 4. oyulmuş geçit 5. dilim, parça 6. (matb.) klişe 7. hisse, pay 8. (A.B.D), (argo) bir soygun veya ganimetten bir kimseye düşen pay 9. inciten söz veya tavır 10. fiyat, tahsisat veya maaştan indirim, kesinti. cut of beef sığır etinden belirli bir kısım (biftek, kotlet, kontrfile) cuts of meat et kesimleri. a cut above bir derece daha iyi. short cut kestirme yol.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
cut /kˈʌt/ 1. (cut, -ting) kesmek, dilimlemek 2. biçmek 3. yontmak 4. kamçılamak 5. katetmek 6. (filmi) kesmek 7. (konuşma, kitap) kısaltmak 8. incitmek 9. görmezlikten gelmek 10. (k.dili) derse gitmemek, (informal) asmak 11. fiyatını indirmek 12. durdurmak sinema, fotoğraf makinası, motor) 13. (spor) (topa) fırıldatıp vurmak 14. sulandırmak (içki) 15. sapmak 16. (iskambil) kesmek 17. hadım etmek. cut across her konuya dokunmak 18. üstün olmak 19. kestirme yoldan gitmek.cut adrift serbest bırakmak. cut and run bırakıp kaçmak, (informal) sıvışmak. cut a tooth diş çıkarmak (çocuk) cut back azaltmak 20. kesip kısaltmak 21. geri dönmek. cut both ways hem iyi hem kötü etkileri olmak. cut corners ucuz veya kestirme yoldan halletmek. cut down öIdürmek 22. (ağaç) kesmek 23. azaltmak 24. kısaltıp yeniden dikmek (elbise) cut into azaltmak. cut loose baskıdan kurtulmak 25. (informal) sulanmak. cut no ice önemli olmamak. cut one' coat according to one' cloth ayağını yorganına göre uzatmak. cut one- teeth on ile başlamak. cut short kısa kesmek. cut the ground from under etkisini yok etmek. cut to the bone asgari dereceye indirmek. cut in lafını kesmek, sözün arasına girmek 26. (iskambil) birinin yerini almak 27. danseden bir çifte gidip erkekten damını almak 28. trafikte birden arabaların arasına girmek. Cut it out. (k.dili) Yapma. Bırak. cut off kesmek 29. yolunu kesmek 30. mahrum etmek. cut out kesip çıkarmak 31. bırakmak 32. sürüden ayırmak 33. (metinden) çıkarmak 34. uygun olmak 35. yerini almak 36. trafikte sıradan çıkıp sollamak. cut up parça parça kesmek, doğramak 37. çok etkilemek 38. (k.dili) yaramazlık etmek.