From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
cool /kˈuːl/
1. serinlik
2. (argo) sükünet, soğukkanIılık. He blew his cool. (argo) Soğukkanlılığını kaybetti.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
cool /kˈuːl/
1. serinletmek, serinlemek, soğutmak, soğumak, teskin etmek, sükunet bulmak. Cool it ! (argo) Sakin ol ! cool off, cool down sükunet bulmak, öfkesi geçmek. cool one- heels bekleme odasında uzun süre beklemek.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
cool /kˈuːl/
1. serin, oldukça soğuk (hava)
2. serin tutan (elbise)
3. sakin, kayıtsız, soğukkanlı, kendine hâkim
4. (ABD), (k.dili) hakiki
5. (argo) iyi, mükemmel
6. (güz), (san) mavi ve yeşil tonlarının hâkim olduğu. cool-headed serinkanlı, heyecana kapılmayan. coolish serince coolly kayıtsızca, tasalanmaksızın.