From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3: con /kˈɒn/ 1. (den) gemiyi yöneltmek.
con /kˈɒn/ 1. (den) gemiyi yöneltmek.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3: con /kˈɒn/ 1. öntakı ile, beraber.
con /kˈɒn/ 1. öntakı ile, beraber.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3: con /kˈɒn/ 1. ( A.B.D), (argo) suçlu 2. dolandırıcılık.
con /kˈɒn/ 1. ( A.B.D), (argo) suçlu 2. dolandırıcılık.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3: con /kˈɒn/ 1. (edat), (müz.) ile. con brio, con spirito canlı olarak.
con /kˈɒn/ 1. (edat), (müz.) ile. con brio, con spirito canlı olarak.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3: con /kˈɒn/ 1. karşı, aleyhte 2. aleyhtar, karşı taraf. pro and con lehte ve aleyhte. pros and cons lehte ve aleyhte olan noktalar (kimseler)
con /kˈɒn/ 1. karşı, aleyhte 2. aleyhtar, karşı taraf. pro and con lehte ve aleyhte. pros and cons lehte ve aleyhte olan noktalar (kimseler)
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3: con /kˈɒn/ 1. (-ned, -ning) atlatmak, yutturmak 2. okumak, tetkik etmek.
con /kˈɒn/ 1. (-ned, -ning) atlatmak, yutturmak 2. okumak, tetkik etmek.