DuckCorp

DuckCorp Dico

(RFC 2229 compliant dictionary server)

Found 4 definitions

  1.                 From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
                    

    box /bˈɒks/ 1. kutu, sandık 2. bir kutu dolusu miktar 3. hediye kutusu, hediye 4. loca 5. külübe (bakçi veya nöbetçiler için) 6. av külübesi 7. at arabalarında arabacının oturduğu yer 8. yolcu veya yük kompartımanı 9. mil yatağı, göz 10. müşkül durum 11. (gazet.) çerçeveli kıslm 12. (beysbol) oyuncuların topa vurdukları yer. box calf bir çeşit kahverengi buzağı derisi. box camera basit ve ayarsız fotoğraf makinası. boxcar kapalı yük vagonu, furgon. box coat kalın arabacı paltosu 13. arkası bele oturmayan palto. box drain kapalı lağım. boxfish sandıkbalığı, (zool.) Ostracion. box kite kutu şeklinde bir cins uçurtma. box number posta kutusu numarası. box office tiyatro, sinema ve stadyumda bilet gişesi 14. (k.dili.) bir temsilden elde edilen hasılat. box pleat plikaşe. boxwood şimşir kerestesi 15. şimşir, (bot.) Buxus sempervirens. inthe box (huk.) şahit kürsüsünde. boxlike kutu gibi.

  2.                 From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
                    

    box /bˈɒks/ 1. el veya yumruk darbesi 2. tokat veya yumruk atmak (bilhssa kulağa) 3. boks maçına girmek 4. boks yapmak. boxer boksör.

  3.                 From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
                    

    box /bˈɒks/ 1. kutuya veya sandığa koymak 2. (gen.) "up" ile kutulara yerleştirmek, sandıklamak, ambalaj yapmak 3. (den.) orsada boca ve pupa ederek gemiyi yeniden orsaya getirmek. box the compass (den.) pusulaya göre kerteleri sırayla saymak.

  4.                 From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
                    

    box /bˈɒks/ 1. şimşir, (bot.) Buxus sempervirens.