From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
bit /bˈɪt/
1. bir aletin keskin olan ucu
2. matkap
3. gem
4. anahtarın kilide giren kısmı
5. gemlemek
6. tahdit etmek, sınırlamak. take the bit in one' teeth idareyi eline almak.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
bit /bˈɪt/
1. parça, lokma, kırıntı, küçük bir kısım
2. kısa zaman
3. bilgi iletme birimi, elektronik beyin vb ile muhaverede en ufak birim
4. (sahnede) ufak rol
5. (A.B.D.), (argo) numara
6. ing. pek az değerli ufak para
7. (A.B.D.) yirmibeş sentin yarısı: two bits yirmibeş sent
8. ufak, önemsiz
9. az .a bit biraz, bir derece. do one's bit kendi payına düşeni yapmak. a good bit hayli, epeyce. a little bit azıcık, bir parça. bit by bit azar azar, yavaş yavaş. give a bit of one's mind haşlamak, azarlamak. not a bit hiç de değil, asla .