From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
ball /bˈɔːl/ 1. top, küre 2. bilye 3. yumak 4. top oyunu 5. (beysbol) istenilen şekilde ve yönde atılmayan top 6. (ask.) gülle 7. yumak haline koymak 8. yumak haline gelmek, top top olmak. be on the ball (A.B.D.), (argo) uyanık olmak, açıkgöz olmak. play ball top oynamak 9. (A.B.D.), (k.dili.) beraber çalışmak. ball up (argo) şaşırtmak, (işi) bozmak. ball-and- socket joint kalça eklemi tipindeki eklem. ball bearing bilye 10. bilyeli yatak. ball cock yüzen top ile işleyen kapama valfı. ball of the foot ayak parmaklarının kökü. ball peen hammer bir ucu yarım küre biçiminde olan çekiç. ball valve toplu valf. ball and chain ayak kösteği, pranga. ballpoint ballpoint pen tükenmez, tükenmez kalem. balls (argo) husyeler.
From English-Turkish FreeDict Dictionary ver. 0.3:
ball /bˈɔːl/ 1. balo. have a ball (argo) eğlenmek.